Sosyal biliş nedir
Sosyal biliş basit tanımı ile kişinin kendisini ve diğerlerini sosyal dünya içinde nasıl düşündüğü ile ilgilenen sosyal psikolojinin alt dalıdır. Bu terminoloji 1960’lı ve 1970’li yıllarda “bilişsel devrim” olarak nitelendirilen dönemde sosyal psikoloji ile birlikte anılmaya başlanmıştır. Sosyal biliş, inanların sosyal ortamlarda zihinlerinde işledikleri süreçleri geniş bir teorik perspektifte izlemektedir. Kapsamı içine; kişisel algı, kendisi ve diğerleri ile ilgili atıfları, sosyal yargılaması ve karar verme süreçlerini içerir.Sosyal biliş araştırmaları 4 ana başlıkta toplanır. Birincisi
“Mentalizasyon”, şemalar gibi zihinsel tasarımlar üzerine odaklıdır. Kişinin zihninde kendisi, diğerleri ve dış dünya ile ilgili kavram halinde zihinsel tasarımların bulunduğunu savunur. Şemalar aktive olduğunda ve erişildiğinde kişi içinde bulunduğu durum ile ilgili kilit kararlar vermektedir. Bu durumu karşı cins ile sürdürülen ilişkini arkadaşlık boyutunda kalmasını istemek veya romantik bir ilişkiye dönüştürmek isteği ile
örneklendirilebilir.
İkinci olarak araştırıcılar; metabilişsel deneyimlerin kişinin zihinsel tasarımlarında kritik rol oynadığını göstermişlerdir.Şemaları oluşturan bu sübjektif deneyimler, ihtiyaç halinde bellekten geri çağırmayı kolaylaştırmaktadır. Örneğin kişi karşısındakilerin güvenilmez olduğu yönünde bir şemaya sahip ise benzer bir durum ile karşılaştığında ve içinden çıkmakta güçlük çektiğinde diğerlerinin de güvenilmez olduğu
yönünde bir karara varabilir. Metabilişsel deneyimlerin güvenilirliği bireyin kısıtlı bilişsel olanaklarının bulunduğu durumlarda azalmaktadır. Bu durum ile şizofrenide sıkça karşılaşılır. Nitekim, bu işlemlerin kısıtlılığı psikozların bilişsel terapisinde kullanılan “alternatif yaratma” yöntemi ile çelişmektedir.Örneğin: Biraz arkasından siyah bir arabanın kendisini takip ettiği hissine varabilir ve bu arabanın kendisini takip eden bir CIA arabası olduğunu düşünebilir. Burada terapist bireyin bu konuda alternatif yaratması konusunda destekleyecektir. Ancak bilişsel yıkımı olan birey alternatif üretse dahi etkin işlemsel süreçleri tamamlayamadığı için inancından vazgeçmeyecektir, bunun bir nedeni de yeni alternatiflerin zihne hazır ve bütüncül olarak gelemeyişidir. Bundan dolayıdır ki bireyleri bilişsel esnek olmaya yöneltirken dengeyi unutmamalı ve bunun tam aksi etkiler ile de sonuçlanabileceği akılda tutulmalıdır. Sosyal bilişin ikinci önemli özelliği ise işlem odaklı olmasıdır. Örneğin, bir dilencinin para istemesi karşısında rahatsızlık, sinirlenme veya sempati duyma şeklinde bir duygu hissedilebilir. Sosyal biliş araştırıcıları bireylerin sosyal durum karşısındaki reaksiyon zamanlarından beyin görüntülerine geniş bir alan içerisinde araştırma yapmaktadırlar. Sosyal işlemsel reaksiyon zamanları sosyal durumlardaki davranışsal uygun karşılıklar ile de ilişkili
bulunmuştur.
Üçüncü olarak; sosyal biliş birçok araştırma disiplininin katılımı ile karakterize bir alandır. Gelişimsel psikoloji, klinik psikoloji, davranışsal psikoloji, nörobiliş, sinirbilim gibi alanların bir araya gelmesi ile ancak molekülden bilişe, bilişten gerçek yaşama uzanan spektrumda araştırma ve uygulama yapmaktadır..
ile ilgilenirler.